Bahar Nihal Ersözlü

Bahar Nihal Ersözlü

2008 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi, Medya ve İletişim Sistemleri bölümünden mezun oldu. İstanbul’da, yayıncılık ve kitapçılık alanlarında çalıştı. 2008 yılından bu yana, Süha Ertekin’le T’ai Chi Ch’uan (Taoist bir savunma sanatı, hareketli meditasyon) çalışmalarına devam ediyor. 2014 yılında Ertekin’in eğitmen öğrencilerinin arasına katıldı.

2014 yılında Oyun Yayınevi’nden ‘Defterim Toprak’ isimli şiir kitabı yayımlandı. 2016 yılının Haziran ayında çocuklar için yazdığı T’ai Chi şiirleri, ‘Küçük Tao Yolda’ adıyla Yol Yayınları tarafından yayımlandı. 2015 yılında İstanbul’dan İzmir’e yerleşti. İzmir’de, Şafak Ersözlü ile 2016 yılında kurdukları Açık Stüdyo adındaki performans araştırmaları merkezinde çocuklar ve yetişkinlerle T’ai Chi Ch’uan çalışıyor; şiir ve öykü üretimlerine devam ediyor.

***

Bahar Nihal Ersözlü was born in İstanbul in 1981. She received her BA in Media and Communication Systems from İstanbul Bilgi University.

She is also a published poet (Defterim Toprak, Oyun Yayınları; Küçük Tao Yolda, Yol Yayınları) and a t’ai chi ch’uan teacher in the yang style. She worked extensively in publishing and currently works as event director for Open Studio and Visibility İn Art Festival – Izmir.

25 Ekim 2015 Pazar

Bunun T'ai Chi ile ne ilgisi var?

Urla'ya sonbahar geldi. İzmir, kışa doğru ilerliyor ağır adımlarla. Mevsimler geçiyor, hayatlar geçiyor bir şekilde... Mutlu olunacak ne çok şey var, bir yandan da mutluluk bu ülkede bir saflık haline denk geliyor ne yazık ki.

Huzurlu ve iyi olmak! Kendimize bakmak, kendimizi geliştirmek, kişiliğimizi geliştirmek. Ne adına?

Sadece, kendimiz içinse mutluluğu ve bencilliği birbirine karıştırıyoruz demektir. 'Ben iyi olayım, sonra dünya da iyi olur' anlayışı doğru ama dünya kimsenin iyi olmasıyla bütünüyle düzelemiyor.

İyi olanların, mutlu ve sağlıklı olanların harekete geçmesiyle, tavır almasıyla ve ait olduğu yerde kökleşmiş durabilmesiyle değişebilir ve iyileşebilir dünya.

Ağızlara pelesenk olmuş cümleler; 'Ülke karanlık günlerden geçiyor', 'Dünyanın gidişi hiç iyi değil' vs. İnsanlar meydanlarda öldürülüyor, katiller halka sesleniyor, toprak ve gökyüzü dengesini yitiriyor.

En başta kendimi sorguluyorum: Utanmaktan, üzülmekten ve endişe duymaktan öte ne yapıyorum?
Bildiğiniz değerli bilgileri insanlarla paylaşmak çok güzel, güzel gerçekten ve bir yol bu da.
Ama sadece barış içinde yaşadığımız bir dünyada yeterli ve anlamlı kalır.
Böylesi bir zamanda değerli bilgileri paylaşmanın ötesine geçmek, değerli bilgiyi yenilemek, harekete geçmek önemli.

Nasıl harekete geçersek geçelim, her davranışımız politiktir. Evimizde oturup kişisel gelişim kitapları okumak da politik bir tercihtir ve olası sonuçları vardır; dışarıya çıkıp özgür ve şiddetsiz bir dünya için çalışan insanların arasına katılmak ve birarada hareket edebilme yollarını düşünmek de politik bir tercihtir.

Tüm bunların T'ai Chi Ch'uan ile ne ilgisi var diyebilirsiniz. Çok ilgisi var... Biz sadece hareketler dizisi çalışmıyoruz, aynı zamanda bir felsefe çalışıyoruz. Ustamın sürekli vurguladığı bir konudur bu. Bitmeyecek olan öğrenciliğim süresince anladığım kadarıyla, T'ai Chi çalışıp hayata karışan, derdine, tozuna ve toprağına tüm iyi niyeti ve samimiyetiyle karışanlarla, steril bir biçimde, suya sabuna dokunmadan T'ai Chi çalışanlar arasında iç huzuru adına çok büyük farklar olacağını düşünüyorum.

Esenlik, gerçekten cesaret istiyor. T'ai Chi, bize sağladığı güç ve sağlıkla bu cesareti veriyor; hangi huzuru seçeceğimiz ise bize kalmış...