Bahar Nihal Ersözlü

Bahar Nihal Ersözlü

2008 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi, Medya ve İletişim Sistemleri bölümünden mezun oldu. İstanbul’da, yayıncılık ve kitapçılık alanlarında çalıştı. 2008 yılından bu yana, Süha Ertekin’le T’ai Chi Ch’uan (Taoist bir savunma sanatı, hareketli meditasyon) çalışmalarına devam ediyor. 2014 yılında Ertekin’in eğitmen öğrencilerinin arasına katıldı.

2014 yılında Oyun Yayınevi’nden ‘Defterim Toprak’ isimli şiir kitabı yayımlandı. 2016 yılının Haziran ayında çocuklar için yazdığı T’ai Chi şiirleri, ‘Küçük Tao Yolda’ adıyla Yol Yayınları tarafından yayımlandı. 2015 yılında İstanbul’dan İzmir’e yerleşti. İzmir’de, Şafak Ersözlü ile 2016 yılında kurdukları Açık Stüdyo adındaki performans araştırmaları merkezinde çocuklar ve yetişkinlerle T’ai Chi Ch’uan çalışıyor; şiir ve öykü üretimlerine devam ediyor.

***

Bahar Nihal Ersözlü was born in İstanbul in 1981. She received her BA in Media and Communication Systems from İstanbul Bilgi University.

She is also a published poet (Defterim Toprak, Oyun Yayınları; Küçük Tao Yolda, Yol Yayınları) and a t’ai chi ch’uan teacher in the yang style. She worked extensively in publishing and currently works as event director for Open Studio and Visibility İn Art Festival – Izmir.

25 Ocak 2019 Cuma

Yeni Başlayanlar için : T'ai Chi Ch'uan Fizyolojik ve Psikolojik Etkileri





T'ai Chi Ch'uan kökleri bin yıllar öncesine dayanan Çin kökenli bir savunma sanatıdır. Çin savunma sanatları (kung fu) yumuşak yumruk ve sert yumruk olmak üzere iki ana gruba ayrılmıştır. T'ai Chi Ch'uan da yumuşak yumruk sınıfına giren bir sistemdir. Aslolan kas kuvveti kullanarak güç göstermek değil, gelen kuvveti köklenmiş ve merkezlenmiş bedenden akıtarak geldiği merkeze yönlendirmektir. Bu durumda bedeni bir iletken gibi düşünebiliriz. Gevşemiş, sertliklerinden arınmış, esnek, köklenmiş ve merkezlenmiş bir beden ile minimum düzeyde kas kuvveti kullanarak kendimizi savunmayı çalışırız. Burada gevşeklik dediğimiz bedenin boş bir çuval gibi olması değildir, aksine tepe noktası ve kuyruk sokumu arasında hayali bir eksen yaratılır, tüm omurga ve iskelet sistemi bu eksende anatomik anlamda en doğru halini alır, ayak tabanlarının yerle sağlam (köklenmiş) bir ilişki kurması ve tepe noktasının her daim gökle bağını koruması sayesinde beden enerji ve nefesle dolu olur.


T'ai Chi Ch'uan günümüzde koruyucu hekimlik yönü açısından tüm dünyada tercih edilen bir sağlık sistemi haline gelmiştir. Gevşeme ve genişleme düşüncesi, eklemlerin çözük hali, enerjinin bedende herhangi bir tıkanıkla karşılaşmadan akmasını sağlar. Sakin ve düzenli solunum kanımızdaki oksijen miktarını arttırır ve temizler. Orta eksen ve alt merkez (tandien) algımız güçlendikçe ve tüm hareketlerin kaynağı alt merkezimiz olduğunda anatomik olarak mükemmel hareket etmeye başlarız. İskelet sistemimizdeki bu yeniden biçimlenme iç organlarımızdaki baskıyı yok eder, organlarımız tazelenir, bağ dokular güçlenir, hormonlarımız dengesine kavuşur, zihnimiz rahatlar ve beraberinde psikolojik olarak da yenilenmeye başlarız. Bedendeki hiçbir kası ve bedenin doğal yapısını bozmadan yapılabilen T'ai Chi Ch'uan egzersizleri bu yönüyle de tüm disiplinlerden ayrılır ve barışçıldır. Her beden kendine özgüdür. Sınırları farklıdır. Egzersizler de kişinin kendi sınırlarını zorlamadan ama her uygulamada o sınırları iyileştiren ve genişleten bir özelliğe sahiptir. Bu yönüyle de yediden yetmişe her yaştan insanın uygulayabileceği bir beden öğretisidir. Düzenli yapılan egzersizler yaş aldıkça aktif kalmamızı sağlar.



Çalışmalarımızın fizyolojik boyutunun yanısıra aynı zamanda psikolojik boyutu da vardır. Merkezlenmiş, dengelenmiş ve köklenmiş bir beden, blokajlarından arındığında doğrudan olarak zihni de etkiler. T'ai Chi Ch'uan imgeleme yoluyla uygulanan bir disiplindir. Her motif genellikle doğayla bağlantılı isimlendirilir ve uygulanırken de doğadan imgeler kullanılır. Örneğin 'ağaç kucaklama' motifi çalışılırken gerçekten kollarımızın arasında bir ağacın olduğunu hayal eder ve ağacın içindeki halkaların genişlediğini, dolayısıyla kol halkamızın da içeriden genişlediğini düşünürüz; böylelikle kol halkamızdaki kaslarımız kasılmadan güçlenir ve uzar. Zihin kendiyle meşgul olmadan bedenin yaptığı hareketi gözlemler, yani zihin ve beden ayrılığından kurtulur, bir olur. Bu şekilde odaklanmış bir çalışmanın sonunda sadece beden değil zihin de rahatlar. Bir süre sonra zaten ikisi doğallıkla birleşir ve hareketli meditasyonun hafifliğinde çalışmaya başlarız. Rahat bir beden, rahat bir zihin psikolojik olarak bizi iyileştirir, mutlu ve umutlu kılar. Bedenin hareket kabileyeti ve hareket olasılıkları arttıkça yaşamdaki karar alma ve uygulama yeteneklerimiz de gelişir. Mutlu oluruz, başladığımız bir işi bitirebiliriz, sabrımız gelişir, kendimize, doğaya ve insanlara karşı daha merhametli oluruz. Merkezlenmiş beden merkezlenmiş insan demektir ve bu bizi hayatta net ve açık insanlar haline getirir.

17 Kasım 2017 Cuma

T'ai Chi Ch'uan ve Aktif Gebeliğim

Erken saatte güne başlamak harika; çam ağacındaki serçe cıvıltılarına, nar ağacının müdavimi kızıl gerdan eşlik ediyor. Hakkı verilmiş bir kahvaltının ardından, rutin ev işleri geliyor; yemek, çamaşır, bulaşık, bahçe işleri... Arada kısa molalar vererek, bitki çayını yudumlayarak, müzik eşliğinde, meditatif bir bilinçle, sıkılmadan, işin kendisi olmak...

Ve nihayet t'ai chi çalışma anı geliyor. Hamileliğim hiçbir egzersizi yapmamda engel teşkil etmiyor. Otuzuncu haftadayım, ağırlık merkezim sürekli değişiyor, eksenimin açısı sürekli değişiyor ve t'ai chi çalışırken bebeğimin karnımda en sakin olduğu anları yaşıyorum.


T'ai chi nefesimi düzenliyor, burun tıkanıklığımı açıyor, kaslarımı ve bağ dokularımı rahatlatıyor. Gebeliğim boyunca yapmak ve yapmamak arasındaki farkı çok net yaşıyorum. Yaptıkça daha kuvvetli ve neşeli hissediyorum. Ve farklı bir bedenle t'ai chi çalışma deneyimini yaşıyorum. Gün geçtikçe sağlıklı bir oranda ağırlığım artıyor (şimdiye kadar 9 kilo kadar aldım), merkezimde artık küçük bir insan yaşıyor, bu farklılıklarla t'ai chi yapmak egzersizlerle kurduğum ilişki açısından yeni keşifler yaşamımı sağlıyor.

Bugüne kadar henüz bacağıma uyurken neredeyse hiç kramp girmedi, bedenimde hiç ödem oluşmadı, bel ağrısı yaşamadım, inişli çıkışlı duygu halleri yaşamıyorum, saçlarım dökülmedi, dişlerimde hasar yok, tırnaklarım sağlam, kendimi dengede hissediyorum. :) Günüm aktif geçiyor, hayatımızı yoldaki miniğe hazırlamak konusunda verimli bir enerjiye sahibim. Yani gebeliğimi olumsuz hiçbir halle karşılaşmadan, bütün neşesiyle yaşadım bugüne kadar.


Bütün bu olumlu halle yüklendikten sonra bütün insanların t'ai ci çalıştığı bir dünya hayal ediyorum! Sanırım hastanelere ve hapishanelere ihtiyaç kalmazdı. :) Gel gör ki lafla peynir gemisi yürümüyor, t'ai chi çalışmadan t'ai chi çalışmanın ne demek olduğu anlaşılmıyor. Büyük hayalleri şimdilik bir kenara koyarsak gebeler için mükemmel bir sistem olduğunu söyleyebilirim. Öncesinde t'ai chi uygulayıcısı olmak ve gebelik süresince devam etmek müthiş bir sağlık hissi getiriyor beraberinde.

Kuşlarla uyanarak ve yine kuşlarla uyuyarak, gün içinde tembelliğe kendimizi bırakmadan ama dinlenmeyi de unutmadan, odaklanmış çalışmayla ve egzersizlerimizi uygulayarak, wu wei (edimsiz edim) ilkesini hatırlayarak yola devam etmek dileğiyle.
 


31 Ekim 2017 Salı

Ustamın ders kayıtlarından alıntılar 1 - (T'ai Chi'de İletişim - Tepe Noktası ile Tanden İlişkisi)

2012 yılında Süha ustamın T’ai Chi Ch’uan çalışmalarında ses kayıtları almaya başlamıştım. Birkaç ders sürdürdüm bu motivasyonu ve sonrasında kayıtları deşifre etmiştim. Şimdi geriye dönüp baktığımda keşke motivasyonum hep yüksek kalsaymış ve kayıtlara devam edebilseymişim diye düşünüyorum. İnsan yanında, dibinde olanın kıymetini, değerini vermekte bazen eksik kalabiliyor. Uzağa düşünce hayatlar, bizi biz yapan değerlere daha fazla sarılma arzusu oluşuyor. Keşkenin bir faydasını görmedim hiçbir zaman. Ders aldığım deneyimlerden yeni yollar bulmaya çalışmak daha yapıcı geliyor. Bu kayıtları parça parça blogumda paylaşacağım. Sadece T’ai Chi Ch’uan felsefesi ve uygulaması ile ilgilenenler için değil; yaşam, iletişim, ilişkilerle ilgili derin düşünenler için de çok besleyici olacaktır diye düşünüyorum.

Bu kısa konuşmasında ustam, T’ai Chi çalışmalarında iletişim konusuna odaklanıyor. T’ai Chi çalışmanın en önemli parçasını iletişim oluşturuyor. Doğru ve sağlıklı iletişim kurmasını bilmeyince ne bedenimizle, ne egzersizlerle ne öğretmenle ne de yaşamla doğru bağları kuramıyoruz çünkü. T’ai Chi çalışmak sağlıklı iletişim kurma becerilerimizi de geliştiriyor ama insan açık olmadıktan ve kendini her konuda dolu hissettikten sonra her şey boş.


"… Gelmeden evvel arkadaşlar, size bir mail attım. Bir de uzun bir yazı düşünüyordum ama atmayayım artık dedim. Ama hakikaten bu uzun yazıyı, düşündüğümüz web sitesinde ‘çektiğimiz zorluklar’ başlıklı bir bölüm oluşturup oraya belki koymakta yarar var. Hani şöyle derler ya: Her türlü zenginliğim var ama mutsuzum. Yani maddi anlamda her şeyim var (dünya malı gibi) ama mutsuzum falan gibisinden. Teşbihte hata olmaz derler. T’ai Chi Ch’uan öğretmek için ilk önce bu sistemin bilgisine sahip olması lazım öğretmenin. Onun temel düsturlarını biliyor ve yaşıyor olması lazım. Şimdi ne öğretsem acaba falan diye zorlama halinin olmaması lazım. Küfesinin zengin, dolu olması lazım. Bu olacak ki öğretmen kendini rahat, özgüven içinde hissedecek. Yani malımız mülkümüz olacak küfemizde. Şart bu. Bu var bizde ama aktarılan tarafında sıkıntı yaşanıyor. Yani çalışmaya girdiğimiz zaman hep onu söylüyorum ya, gerçekten katılımcı olmak. Ama bu şu anlama gelmiyor, benimle T’ai Chi’ye başlamış olanlar adasınlar kendilerini, bana adasınlar, T’ai Chi’ye adasınlar, böyle bir şey yok. Böyle bir talep yok, olamaz. Gayet özgür, herkes istediği kadar kalır burada, çalışır, istediği zaman gider, “benden bu kadar, bu kadar çalışacağım, yeter, kendim pekiştireceğim,” der. Ya da “şimdilik kesiyorum, sonra yine geleceğim.” Bütün mesele ne biliyor musunuz arkadaşlar? İletişim. Tamam, buyur git. Kimseyi zorla tutamayız, bu doğru bir şey değil. Yani bunlar karıştırılmasın. Kendini T’ai Chi’ye ada falan... Öyle insanlar çıkar ki, adayanlar çıkar. Eyvallah. Yüz kişide belki bir kişi çıkar. O da tabii diğerlerinden farklılaşır. O adanmışlık, o çabayla farklılaşır. Bu iletişimi kurmayanlarla mecburen Tai Chi yapamıyoruz..."


Bir diğer kısa alıntıyı da karşılıklı merkezlerimizi hissederek yaptığımız bir yürüyüş egzersiziyle ilgili (bir ip üzerinden örnek göstererek) Süha ustamın yaptığı bir açıklamadan aldım. Partnerli çalışmalarda karşılıklı kurulan tepe noktası ve tanden ilişkisi üzerine oldukça akıcı ve ilham verici bir açıklama olduğunu düşünüyorum.

not: Parantez içindeki cümleler benim açıklamalarım.



"… Burası tepe noktamız, şurası da kuyruk sokumumu. Hani tanden ve enerji çalışmalarında yapıyoruz ya, enerjiyi tepeden aşağıya düşürün diyoruz. Bu çok temel bir unsur: Chi’yi tandene düşürmek. Çok temel bir kavram. Şimdi burada da yürürken bizim bu çalışmayı yapmamız lazım. Çok basit bir çalışma gibi görünüyor bu, ama çok temel bir bir şeyi bize çalıştırıyor. Öyle çalışırsak bu gerçekten geliştirir bizi. Dışarıdan bakıldığında basit bir yürüyüş gibi görünse bile. Artı hep söylediğim bir nokta, baştan sona geçerli olan bir şey, benzetmeler üzerinden anlatmaya çalışıyoruz (bir ip üzerinden örnek gösteriyor). Evet, yürürken tepenizde çok nazik bir tutuş düşünün. Sert bir tutuş değil. Hani bir ipek ipliği koparmamak üzere tutarsın, onun gibi bir şey. Tepeden onu öyle nazik tuttuğun için de o katı değil. Çok canlı. Aslında burada bir enerjiden bahsediyoruz. Çok nazik. Enerjiyi aşağıya indirmekten bahsediyoruz, ama enerji burada (tepede) sıfırlanmıyor. Aşağıya iniş var ama tepede gene enerji var. Tutma hali dediğim şey bu aslında. Bu enerji minimize edilmiş, nazik ve canlı. Zarif ve canlı. Yani aşağıya indirdiğiniz enerjinin varlığı sizin bedeninizi bütün hissetmenizde çok önemli bir çalışma. Parçalı hissetmeyiş hali. Merkeze in ama tepeyi de asla unutma. Yani o zaman güçlü iniş burada nazik enerjiyle akıyor. Şimdi giderken iki tanesiniz. İki kişi. İki kişi de tandenden karşı karşıya. Hareket başladığı zaman bağ kurmuş olacaksınız, dolaylı olarak. Hem kendi eksenini takip ediş hem de karşı tandeni takip ediş o bağlantı sayesinde oluyor. Dışarıdan görünen bir şey yok ama bu uzaydan kurulmuş bir bağlantı belki de. Dokunmayla bunu hissediyorsunuz. Çünkü burada bir kayma olduğu zaman hareket esnasında bunu da hissedersiniz. O nazik enerjinin içinde çok rahatsın. Ya da çok rahat indiğin için burası (tepe) çok canlı. Çocuklar gibi hissetme hali."

16 Ekim 2017 Pazartesi

Ustamın Öğütleri - 1

İzmir Kültürpark'ta T'ai Chi çalışmalarımız devam ediyor.
Çalışmalara bir yıldır devam ettiğim arkadaşlarımla Kısa Form'un birinci bölümünü tamamladık.
Yeni başlayan sezonla birlikte hem geldiğimiz yere kadar olan motifleri temizliyoruz hem de formu pekiştirmeye çalışıyoruz.


Genelde, 'yanlış hatırlarım, doğru yapamam, hatalı pekişir' düşüncesiyle ders dışındaki zamanlarda formun tekrarlanmama durumu oluyor. Ustam Süha Ertekin öğrencilerini "yanlış hatırlasanız dahi yapın, aklınızda kalanı tekrar edin, nasılsa biraraya geldiğimizde her motifin tekrar tekrar üzerinden geçeceğiz, yanlışlar referansınız olur, karşılaştırma, düzeltme şansınız olur" diyerek motive eder, tekrar etmeye teşvik eder. Sonuçta sadece hocayla yapılan form, tekrar edilmediğinde gerçekten çok zor öğreniliyor, akılda kalmıyor.

Süha ustamın özenle üzerinde durduğu bir diğer nokta da, formun içindeki motiflerin meditasyonunu yapmamız. Defalarca formu akıtmakla kalmayıp, bazen formu belirli motiflerde dondurarak, o motifin meditasyon çalışmasını yapmak bedenin o duruş içinde hakiki yerini bulmasını sağlıyor. Obur bir biçimde arka arkaya tüm egzersizleri yapmaya çalışmaktansa, bazen her egzersize yeterli zaman vererek, uygulanıştaki doğru ilkelerini aramamız, hareket kalitemizi değiştiriyor, başka egzersizlerde de doğal olarak doğru pozisyonları bulmamızı sağlıyor.


15 Ekim 2017 Pazar

Kısa bir Meditasyon

Yaşam tüm besleyiciliği ve bilinmezliğiyle sonsuz olanakları barındırıyor içinde. İnsan bedeninde olmak, sağlıklı ve dinç kalmak, sınırsız bir kapasite ile doğayı algılama potansiyalini taşımak sürekli bir iyi hal yaratabilir. Bu bir bakış açısı elbette. Bu anlayışın tam karşısında olan, yok etmeye ve harcamaya odaklanmış bir halde yaşamak da var. Daha fazlasını isteyen ama hiç üretmeyen, sürekli şikayet eden ama sorunun karşısında atıl kalan, hep başkalarından bekleyen, yapanları izleyen bir insan zihninin karşısında yaşam da yıkıcı oluyor. Kötülük ya da iyilik adına değil, doğal düalite sonucu böyle oluyor.

T'ai Chi Ch'uan'dan anladığım şey bedenimin ve zihnimin emeği ile biriktirdiğim bilgiden gelen enerji ile atağa geçebilmek; boşlukları doldurarak yaşayabilmek, olmam gereken yerde olabilmek ve orada hareket içinde kalmaktır. Ustamın emeğinin ve nesiller boyunca onun ustalarının ince ince çalışarak damıttıkları bilginin bana ulaştığı noktada bende bulacağı karşılık ne oluyor? Rahatlamak, gevşemek, yumuşamak nedir? Suyu emen ama tohum olmayan bir topraktan ne çıkar? İnsan kendini kendi toprağına eken ve kendi meyvesini toplayan bir varlık olarak paylaşır mı gücünü karşılıksız?

Sağlık ve dengeli hal, ne kadar iyi T'ai Chi Ch'uan yaptığınızla ilgili olmayabilir, iyi T'ai Chi Ch'uan yapmak kadar, onun getirdiği olumlu hali yaymakla, zayıfı güçlendirmekle, korkusuzca olunması gereken yerde, haksızlığın karşısında sesini yükseltmekle mümkündür belki de.

'Serçenin kuyruğunu yakalarken' hülyalara dalmadan, 'bulutlardan el sallarken' gerçeklikle bağımı koparmadan, 'peri kızı mekik dokurken' dünyaya kendimi kapamadan yani T'ai Chi Ch'uan gerçek bilgisini hep hatırlayarak; bolca 'maymun püskürterek' yola devam etmeyi ve T'ai Chi Ch'uan yapmayı diliyorum kendimden. 








22 Ocak 2016 Cuma

Çocukla T'ai Chi Ch'uan

Çok daha açıklar ve egzersizlere eğlenceyle yaklaşıyorlar. Özellikle 12-13 yaşlarındaki çocuklar, Tai Chi felsefesini anladıkça daha da samimi yaklaşıyorlar çalışmaya.

Bedenimizin bu gezegenin bir parçasını olduğunu fark ediyoruz.
Yeryüzüne ve gökyüzüne bağlı olduğumuz hayali iplerle sonsuz kaynaktan beslendiğimizi sezinliyoruz.
Dünyayı alt merkezimizden (tantien) izliyoruz. Yüzümüzü, gözlerimizi karnımızda hayal ediyoruz ve o şekilde hareket ediyoruz.

Bedenimizi, gezegeni ve insanları sevgiyle korumak için güçleniyoruz.
Çalışmanın sonunda pür neşe ve tatlı bir gevşeme kalıyor geriye.

Bedenimiz biraz yoruluyor ama güçlendikçe yorulmayacağını öğreniyoruz.
Mutlu ve sağlıklı yetişkinler olmak için emek veriyorlar şimdiden kendilerine.

T'ai Chi'nin sağladığı mutluluk bağlıyor bizi birbirimize ve yoldaşlığı deneyimliyoruz.

En çok ben şanslıyım tabii... :)
Umarım daha çok çocukla buluşur T'ai Chi.
Gezegen bir şekilde iyileştirir kendini.
Ama insanlık devam etmek istiyorsa yoluna, doğacıl yaklaşımı benimsemek zorunda.